DİĞER
“Geçmişi unutursak, ona dikkat etmezsek, bize saldırmak için geri gelir. Geçmiş her zaman değişir. Biz ilerledikçe değişir, ona her baktığımızda değişir. Bir göz geleceğe, diğeri geçmişe bakarak ilerlemek gerekir. Geçmişin ölü olduğu düşüncesi bana her zaman tehlikeli gelmiştir.”
Haziran ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Ralf Rothmann, bireysel sorunlar ile savaş, ırkçılık, taciz, tecavüz ya da çalışma hayatının zorlukları gibi toplumsal sorunları, farklı kuşakların birbirini etkileyen hikâyeleri üzerinden tartışıyor romanlarında: ‘En zor iş, bir şeyi dünyaya getirmektir. Yok etmeyi, öldürmeyi her geri zekâlı becerir.’”
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kısa öyküler yazmıyor Kadir Işık, öykünün odağını dağıtmadan metnin atmosferini daha güçlü biçimde hissetmemizi sağlayacak betimlemeler ve kişileri biraz daha yakından tanımamızı sağlayacak diyaloglar konusunda dili sıkı değil, olay örgüsü de genellikle gerilimli olmakla beraber hareketli. Gelgelelim, kimi zaman daha sıkıştırılmış bir anlatımı yeğliyor."
"Bilsart’ta Nazlı Pektaş’ın küratörlüğünde Sibel Horada ve Berat Işık’ın birer videosunun sergilendiği Na/Mütenahi Hürriyet sergisi, çığırından çıkmış bir zamanda adalet, özgürlük, eşitlik gibi kavramların kültürdeki, tarihteki ve algıdaki yeri üzerine düşünmeye zorladı bizi."
"Dünyanın Güçlü Tarafı sadece hatırlamak, unutmak, hafıza üzerine bir roman değil; roman kişileri başlarına gelenlerin, hatırladıklarının ve unutamadıklarının etkisiyle farkında olarak ya da olmayarak çok daha geniş bir çerçeveye uzanan sorulara yanıt ararlar roman boyunca – zaman, ölümlülük, sonsuzluk, boşluk…"
Bugün akademik sınırlar içinde hissettiğimiz çaresizliğin panzehirini, Latour’un şikâyet ettiğimiz hemen her şeyin gücünü, arındırma faaliyetlerinden aldığına yönelik argümanında bulabiliriz...
Şair Saramago'nun şiirleri de tıpkı romanları gibi okunduktan sonra kolay kolay unutulacak türden değil... Belki de Neşe'nin çevirmenleri Işık Ergüden ve Zarife Biliz ile çeviri süreci üzerine konuştuk...
Hem kitap çok satsın hem de bütün kârı bana kalsın şeklindeki mantık, köle emeği kullanma özleminin ifadesinden başka bir şey değildir. “Çevirmene bu kadar para mı verilir” lafını rahatlıkla edebilen yayınevi patronlarının olduğu bir çağda yaşıyoruz...
Halil Karaveli'nin yeni kitabı Türkiye Neden Otoriter: Atatürk'ten Erdoğan'a, bu köklü soruya gölgede kalmış bir yaklaşımla, sınıf analiziyle yanıt arıyor...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.